Filters
Platforms
Rating
Any
2+
3+
4+
5+
Price ($)
Location
Gender
Top gemmaste creators
Sort by:
1 - 10 of 10 results
Angel Youngs❤️
@angelyoungsxxx
Angel Youngs❤️ is your ticket to heaven on OnlyFans! With her sultry looks and playful charm, she'll have you hooked from the first click. She's got everything from steamy solo content to wild group fun, and she loves to interact with her fans. Don't miss out on her exclusive content – it's pure gold!
305.2K likes
5.0
Price: $13.99$4.965% OFF
View OnlyFans
Gemma
@gemmaskye
Meet Gemma, your down-to-earth, redheaded girl next door who's got a knack for filming her steamy moments! With her fiery ginger locks and playful personality, she's here to spice up your feed with daily doses of naughtiness. She's all about those personal touches, so every message you get is straight from her heart (and fingers). Dive into her world and get ready to be mesmerized!
352.1K likes
4.5
Price: $14.99$3.7575% OFF
View OnlyFans
🔥Gemmastw🔥
@gemmastw
Hey there! Meet 🔥Gemmastw🔥, the fabulous MILF from Benidorm who's lighting up OnlyFans with her sassy and saucy content. A Twitch streamer by day and a tantalizing diva by night, she's got everything from erotic photos to sizzling videos. Expect personalized goodies and a whole lot of fun. Dive into her world and get ready for a wild ride!
116.6K likes
4.5
Price: $9.99$6.9930% OFF
View OnlyFans
gems ⌆
@gemmastr
Meet Gems! 🎉 This high school senior is here to sprinkle some fun into your feed. With her playful vibes and stylish specs, she's all about keeping it real and relatable. Join her on this wild ride and enjoy the sparkle she brings to the world! ✨
1,110 likes
0.0
Price: $40$490% OFF
View OnlyFans
Gemas.tm
@gemmatm
Introducing Gemas.tm, the one-of-a-kind creator on OnlyFans who is ready to take your browsing experience to the next level! Hailing from a location that exudes an air of mystique, Gemas.tm is an absolute gem in the world of exclusive content. With a username that perfectly encapsulates their unique persona, gemmatm invites you to unlock a treasure trove of captivating and unparalleled material that can only be found within the confines of their page. Brace yourself for an extraordinary journey as you delve into their carefully curated collection, where each piece is a work of art in its own right. From tantalizing snapshots to enthralling videos, Gemas.tm promises to transport you to a realm brimming with excitement and desire. So why wait? Join now and immerse yourself in the world of this extraordinary creator, where every moment is truly precious. Remember, once you enter this enchanting domain, you'll never want to leave.
326 likes
4.0
Price: $15
View OnlyFans
Gemma 🫦
@gemmasx
Meet Gemma! 🌟 She's all about that good vibe and sweet pleasure. With a playful spirit and a wink in her eye, she knows how to keep things fun and flirty. Join her on this wild ride of happiness and see what makes her tick!
20 likes
0.0
Price: FREE
View OnlyFans
Goddess Gemma
@gemmas15
Goddess Gemma is your ultimate relaxation destination. With a mix of enticing videos and captivating pictures, she caters to all your needs. Her content includes ASMR videos that will send tingles down your spine. For an even more intimate experience, you can message her for private videos or pictures. Don't miss out on the fun! Her messages come at a price of $10 each. Sit back, relax, and indulge in her little Gems!
18 likes
0.0
Price: FREE
View OnlyFans
Liv XXX❤🔥🔥❤🔥🔥👣👣
@livx_x
Meet Liv, your new favorite online sweetheart! With her blonde hair and sparkling blue eyes, she's always ready for some cheeky fun. Liv's all about those playful moments and loves chatting with fans like you! Whether it’s sharing steamy pics or diving into wild fantasies, she’s got it all covered. So, are you ready to join her naughty adventures? 😏
54 likes
0.0
Price: $8$7.65% OFF
View OnlyFans
Gemma Stone
@GemmaStone
Gemma Stone, also known by her username GemmaStone, is a remarkable creator on Patreon who possesses a unique talent for crafting captivating journalistic content. With an unwavering dedication to her craft, Gemma utilizes this platform as a means for passionate individuals to support and contribute to her exceptional work. While she modestly expresses uncertainty about what she can offer in return, Gemma eagerly welcomes suggestions, demonstrating her willingness to tailor her creations to the desires and interests of her community. By becoming a patron of Gemma Stone, you are not only supporting a talented writer but also becoming part of an exciting journey where your ideas and feedback hold significant value.
0 likes
0.0
Price: $1
View Patreon
Loudingirra Özdemir
@loudingirraozdemir
creating music and videos YOLCULUĞUMUN YEDİNCİ YILINDA İLK DEFA BİR BANKA HESABI AÇTIM<br><br>Biliyorum, aşkla yürünen yolun adımları sayılmaz, ama toplum içinde veya maddi dünya içinde sembolik anlamlar ve nicel değerler taşıyan ifadelere ihtiyaç duyulur.
<br><br> Yerleşik hayata dönmemek üzere çıktığım bu yolculukta yedinci yılımı doldurdum.
<br><br> Birçok farklı kültürde, kişilik gelişimi için yedi yıllık döngüler önemli görülür. Tabi bu, yalnızca astrolojiden veya batıl inançlardan kaynaklanmıyor. İnsanın biyolojik ve psikolojik gelişimine bakıldığında, aşağı yukarı her yedi yıllık döngüde bir değişim veya gelişim gözlenir. Örneğin yedi yaşımıza geldiğimizde, duygusal gelişimimizi tamamlayıp benmerkezcilik özelliğimizden kurtuluruz. Bir anlamda çocukluk geride kalmıştır artık. Bu yüzden aşağı yukarı bu yaşta okula başlarız. Yediden on dörde kadarki süreçte, zihinsel gelişimimiz açısından son derece önemli olan konuşma, okuma ve yazma gibi becerileri ilerletiriz. On dört yaşımızda vücudumuzda meydana gelen hormonal değişiklikler, yeni bir değişimi gösterir. Zihinsel gelişimimiz, bedenimize ve fiziksel olarak dünyadaki veya toplumdaki yerimize odaklanır. Sosyal bir insan olma noktasında farkındalık geliştiririz. Yirmi bir yaşımıza geldiğimizde ise artık biz birer yetişkiniz. Bu yedi yıllık döngüleri, doğumdan ölüme kadar hayatımızda gözlemleriz.
<br><br> Bana gelecek olursak, yedi yıl önce hayatımda büyük bir kırılma yaşayıp ailemi, ülkemi ve dindar geçmişimi terk edip bir yola çıktım. O güne kadar hayatı benim için anlamlı kılan dini öğretilerin yerine, bu kırılma yaşandıktan sonra yeni değerler koyamadığım için, doğup büyüdüğüm kapalı kültürün aç bıraktığı arzuları tatmin etmekle geçti ilk üç yıl. Öldüğümde, zihnimin tıpkı bir bilgisayar ekranı gibi kapanacağını ve her şeyin karanlığa, sonsuz bir sessizliğe gömüleceğini düşünmeye başlamıştım artık. Bu düşünce ve yaşam tarzı beni birçok kere intiharın eşiğine getirdi.
<br><br> Yolculuğumun üçüncü yılında, Amazonlarda yaşadığım bir tecrübe, bana dinler üstü mistik bir dünyanın kapılarını açtı. O günden sonra dünyanın uzak köşelerinde, farklı dinlerin ve mistik tarikatların tapınaklarında dört yıl inzivaya çekildim, ritüellerine katıldım. Geriye dönüp baktığımda yedi yıldır yerleşik düzene dönmemek üzere sürdürdüğüm bu yolculukta, banka hesabı kullanmadan, otel, pansiyon vb. yerlerde konaklamadan, yalnızca evlerine konuk olduğum ailelerin ikram ettikleriyle yetindiğim, çatı bulamadığım zamanlarda ise yarı aç yarı tok bir halde sokaklarda sabahladığım, her günün akşamında “Artık daha fazlasını kaldıramayacağım, yarın evime aileme döneceğim” diye karar verdiğim ama sabah olunca akşamki kararımdan vazgeçip kaldığım yerden yine yola devam ettiğim, kendi sınırlarımı keşfetme ve hayatı yeniden anlamlandırma noktasında toplamda mucize gibi bir yedi yıl geçirdim.
<br><br> On ay önce geldiğim Amerika ise, bana bir yol arkadaşı hediye etti. Chloe ile burada tanışıp birlikte yola devam etmeye karar verdik. Sonra da evlendik. Artık sokaklarda yatıp kalktığım pasif bir yaşam tarzı yerine, bu yolculuğun ruhunu ayakta tutan ilkelerle ve maneviyatımı besleyen değerlerle çelişmeden aktif ve üretken bir yaşam tarzının yollarını aramanın zamanı gelmişti. "Bugüne kadar kendi iç dünyam için yoldaydım, şimdi ise biraz da içinde yaşadığım dünya için, toplum için ve insan için yolda olmanın zamanı gelip geçti bile" diye düşünmeye başladım. Tabii toplum ve insan için yolda olmanın tam olarak ne anlama geldiğini ve bunun için ne tür bir sorumluluğun altına girmek gerektiğini bilmiyordum. Ama en azından, bundan böyle dünyanın dört bir yanında konuk olacağım ailelere, buluşacağım insanlara Anadolu’nun evrensel motifler taşıyan müziğini ve ozanlık kültürünü amatör ve tamamen bireysel bir çabayla ulaştırmaya odaklanacaktım. Chloe bu anlamda yanımda olacak ve beni destekleyecekti.
<br><br> Şimdi bu kararı almamızın üzerinden geçen altı ay kadar sürede, Amerika gibi bir ülkede sistemin çarkına girmeden, insanlardan bizi evlerine konuk etmesini talep ederek, eski dünyanın modası geçmiş aşıklık-ozanlık geleneğini sürdürmenin binbir çeşit zorluğunu yaşıyoruz. Henüz taze olduğu için, bir hafta önce geldiğimiz Indiana eyaletinde yaşadığımız olayı anlatmak istiyorum. Sonrasında ise bugüne kadar neden sizden gelen maddi destekleri reddettiğim, yeni evrede artık maddi destek kabul etmenin neden gerekli olduğu konusana ve bu konuda artık bir tutum değişikliğine girmenin bir zorunluluk olduğuna değinip yazıyı bitireceğim.
<br><br> Amerika'da çatı bulmakta zorlandığımız için arabada yaşıyoruz. Bir hafta önce geldiğimiz Indiana eyaletinde, geceleri, arabayı alışveriş merkezlerinin park alanına çekip orada uyuyor, günün sıcak saatlerini ise parklarda geçiriyoruz. Şehrin kuzeyinde yer alan bir parkta bulunduğumuz bir gün, orada ilkokul öğrencilerine yönelik bir yaz kampının düzenlendiğini gördük. Otuz kırk kadar öğrenciye, doğayla iç içe inşa edilmiş bir tesiste, hafta içi her gün sekiz ile iki arası eğitim veriliyordu. Chloe ile tesise gittik ve öğretmenlerine, uygun görürlerse çocuklara Türk folk müziğinden birkaç örnek parça çalıp söylemek ve bunları, çocukların düzeyine uygun bir metodla tercüme edip eğitsel bir etkinlik yapmak istediğimizi söyledik. Böylece çocuklar, Türk halk müziğinde çokça kullanılan bir enstrümanı ilk kez canlı dinlemiş olacak ve Anadolu tarihi ve Türk şiiri hakkında birkaç şey öğrenebilecekti. Öğretmenleri, buna izin verecek yetkileri olmadığı gerekçesiyle, bizi danışmaya yönlendirdi. Danışmadan, kamp yöneticisinin iletişim bilgilerini alıp onu telefonla aradık. Telefonda detayları konuştuk. Yönetici, çok mutlu olmuştu. Ertesi gün saat on birden itibaren etkinliği yapabileceğimizi söyledi. Kamerayla çekim yapabilmek için ise, bazı prosedürleri yerine getirmemiz gerekiyordu. Yalnızca, aileleri tarafından çocuklarının kamera ile görüntülerinin alınabileceğine izin verilen öğrencileri çekebilecektik. Bu izine sahip olmayan çocuklar ya etkinliğin dışında tutulacaktı veya en arka sıralarda, kamerada görülmeyecekleri bir yerde oturtulacaktı. Buna dikkat edeceğimizi söyledik.
<br><br> Chloe ile çok mutlu olduk. Hiç vakit kaybetmeden ben birkaç türkü hazırladım ve çocukların düzeyine uygun bir şekilde Chloe ile birlikte İngilizce’ye çevirdik. Chloe çocuklara uygun, yerinde kavramlar kullanarak ve eğlenceli bir üslup kullanmaya çalışarak, türküler özelinde, Anadolu tarihi, Türk Halk Şiiri’nde kullanılan doğayla ilgili kavramları, doğanın önemine değinerek, geçmişte insanların doğayla iç içe nasıl yaşadığını ve duygularını, aşklarını bu kavramlarla nasıl nahif bir şekilde kullandıklarını ve bu nedenle şu an bulunduğumuz parkın ve doğanın korunmuş olmasının ne kadar önemli olduğuyla ilgili bir sunum hazırlamak için bir gün boyunca çalıştı.
<br><br> Ertesi gün, etkinliğin düzenlenmesine yarım saat kala, üstümü değiştirmek ve sessiz bir yerde sazın akordunu yapmak için parkın girişinde park etmiş olduğumuz arabaya gittiğimde, iki polis aracının arabamızın yanında beklediğini gördüm. Kapıyı açmak üzere arabamıza yöneldiğim sırada, bana daha yakın olan polis arabasının kapıları açıldı ve sarışın, iri kıyım iki Amerikan polisi indi. Daha iri olan bana doğru geldi, diğeri yarı açık bıraktığı kapıya yaslanıp bekledi.
<br><br> -Bu araba senin mi?
<br><br> -Evet.
<br><br> -Başka kim var yanında?
<br><br> -Eşim.
<br><br> -Nerede o şimdi?
<br><br> -Parkta, bankta oturuyor.
<br><br> -Siz burada mı yattınız dün gece?
<br><br> Cevap vermemi beklemeden devam etti:
<br><br> -Park görevlisi sizi dün gece parkın tuvaletlerini kullandığınızı görmüş.
<br><br> -Hayır. Tuvaletler günbatımında kilitleniyor zaten. Nasıl kullanabiliriz ki?
<br><br> Sözümü bitirmeme fırsat vermeden böldü:
<br><br> -Bilemiyorum. Elimizde kanıt yok ama görevliler öyle diyor
<br><br> Umursamaz bir tavır takınarak pasaportumu istedi. Pasaportumu ve Chloe’nin kimliğini verdim. Arabalarına geri dönüp kapıları üzerlerine kapattılar. Beş dakika kadar sonra pasaportum ve Chloe’nin kimliğiyle geri geldi:
<br><br> -Nereden ve ne zaman geldiniz buraya?
<br><br> -Texas’tan. Dört gün önce geldik.
<br><br> -Ne yapıyorsunuz burada peki?
<br><br> -Çocuklara eğitsel bir etkinlik yapmak için geldik. Bu nedenle de dün parkta yürüyüş yaparken yolu bulamadık, günbatımından sonra çıkabildik parktan, ama burada yatmadık tuvaletleri de kullanmadık.
<br><br> -İzniniz var mı?
<br><br> -Evet var. Yöneticiden izin aldık.
<br><br> -Anladım. (Bunu, saygılı bir üslupla söylemişti.)
<br><br> -Saat kaçta? (Tepeden bakan tavrından eser kalmamıştı.)
<br><br> -Saat on birde.
<br><br> -Buradan nereye gideceksiniz?
<br><br> -Etkinliği düzenledikten sonra Michigan’a doğru yola devam edeceğiz, dedim. Yalan söylemiştim. Nerede çatı bulabilirsek oraya sürecektik. Plansız programsız, evsiz barksız bir izlenim uyandırmak istemiyordum.
<br><br> -Biz de etkinliği takip edeceğiz, dedi
<br><br> -Harika olur, dedim.
<br><br> Ben, arabada yatıp kalktığımızı anlamasınlar diye, üstümü değiştirmekten vazgeçip yalnızca sazımı yanıma alarak parka doğru yöneldim. Morali bozulmasın diye, olup biteni Chloe’ye söylememenin daha doğru olduğunu kafamdan geçirirken, onu birden karşımda buluverdim. Üstünü değiştirmek için arabaya gidiyordu. Polislerin bizim için geldiğini, üstünü değiştirirken dikkatli olmasını tembihledim. Sonra da ondan ayrılıp son hazırlıklarımı yapabileceğim parktaki bir banka gittim.
<br><br> Etkinliğe yirmi dakika kala, Chloe üzgün bir surat ifadesiyle yanıma geldi. Polislerin kamp yöneticisini arayıp yapacağımız etkinliği iptal ettiklerini ve bizden derhal parkı terk etmemizi istediklerini söyledi. “Nasıl olur?” dedim. “Daha demin onlarla konuştum. Bilmiyorum. Hemen burayı terk etmemiz gerekiyor.” dedi.
<br><br> Polislere itiraz etmek veya en azından bize somut bir gerekçe sunmalarını istemek için yanlarına gidecek oldum; fakat Chloe’ nin endişeli tavrı karşısında bundan vazgeçtim. Hem büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım hem de içimde bir an önce oradan uzaklaşıp kendimle baş başa kalma arzusu uyanmıştı. Karşımda bekleyen polislerden yana başımızı çevirmeden, kızgın güneşin altında arabaya doğru yürüdük.
<br><br> Chloe’ye “Yakındaki herhangi bir parka sür” dedim.
<br><br> Yeni yerimize vardığımızda, kamp yöneticisini aradık. Etkinlik yapma iznimizin neden iptal edildiğini en azından onun ağzından öğrenmek istedik. Telefonlarımıza cevap vermedi. Meşguldür, telefonlarımıza cevap verememiştir diye, bize dönüş yapmasını istediğimiz ses kaydı bıraktık; fakat günler sonra ben bu yazıyı yazarken bile hala cevap alabilmiş değiliz…
<br><br> Bir ağacın gölgesine uzanıp saatlerce boş gözlerle gökyüzünü izledim. Sistemin dayattığı yaşam standartları dışında bir yaşantı sürmenin, tüm dünyada günden güne nasıl imkansız hale geldiğini kalbim sıkışarak düşünüyordum. Tuvaletleri kullandığımızı görüp (ki tuvaletler kitliydi, kullanmadık) polise haber veren, bunun üzerine bu durumu değerlendirip kamp yöneticisi ile birlikte notumuzu verip etkinliğimizi iptal eden polis ve kamp görevlisinin içinde yaşadığı kültürü ve medeniyeti ayakta tutan değerleri şöyle bir düşündüm: Bireye, satın aldığı ve tükettiği nesnelerin adedi üzerinden değer biçilen, ortalama bir insanın hayatı boyunca tükettiği kaynak, gezegen üzerindeki toplam diğer bütün hayvanlardan daha fazla olan, arabasında kızarmış patatesini zahmetsizce ketçaba batırabilmek için bile marketlerin raflarında ürünü olan bir medeniyet ve kültürdü bu.
<br><br> Diğer yandan Chloe’ye ve kendime baktım: Saçının telini bile doğayı kirletmemek için yere atmayan, çöpünü atarken, etrafta gördüğü çöpleri de yanına alıp çöp kutusuna atan, marketten bir şey alırken, doğada ek atığa sebep olmamak için mümkün olduğunca ambalajsız gıdaları tercih eden, doğanın içinde yediği bir şeye bir sinek konsa veya karınca gelse, onlar da nasibini alsın diye bekledikten sonra lokmayı ağzına götüren, karşılaştığı herkese gülümseyip selamlaşan bir kız ve onun yanında serin bir gölge bulup enstrümanıyla vakit geçirmekten başka kaygısı olmayan bir adam.
<br><br> Evet, şimdi notumuzu hangi kriterlere göre verdiklerini anlayabiliyordum.
<br><br>Hayatının her evresinde hedonist (hazcı) bir anlayışı yerleştiren bireylerden oluşan bu toplumda, azla yetinip maneviyatı önemseyen bir çiftin dünyasını anlamaları nasıl beklenebilir ki?
<br><br> Toplumda kabul görmek için tüketimi teşvik eden markaların yönlendirdiği modanın ölçüt kabul edildiği bir kültürde bizim gibi pejmürde, kılıksız insanları tabii ki de çocuklarının karşısına çıkarmak istemeyeceklerdi.
<br><br> Yirmi otuz yıl içinde pörsüyecek olan et yığını gövdesinin ihtiyaçlarını doyurmayı yaşamın tek amacı olarak gören bu kültürde, bir karşılık beklemeden, çocuklara eğitsel bir etkinlik yapmamızı tabii ki anlayamayacaklardı.
<br><br> Asayişi sağlamak ve konfor yaratmaktan başka bir işe yaramayan kurallar, hayatın şiirselliğini öldürmüş; tekdüze, ruhsuz bir günlük hayat ortaya çıkarmış; insanı, talimatları yerine getiren basit bir otomat nesneye çevirmiş.
<br><br> Aynı günün ikindi vakti, şehir merkezine geçip orada buluştuğumuz bir müzisyene şehir meydanında bir türkü çığırdık. Ardından şehri terk ettik.
<br><br> Ve son olarak maddi destek konusu geleyim. Yedi yıllık yolculuğumda sosyal medya üzerinden gelen hiçbir maddi desteği (pandemi sürecinde ameliyat geçirdiğim ve çıkmazda olduğum birkaç istisna dışında) kabul etmedim. Kolayca anlaşılabileceği üzere bunu izzet-i nefisimden veya bir gelirim olduğu için reddetmiyordum, bu davranışımın arka planında bir felsefe vardı. Bu nedenle beni konfora yönlendirecek her türlü desteği reddettim.
<br><br> Bilindiği gibi, kişinin yaşam tarzı ve alışkanlıkları, bir süre sonra onun konforu olmaya başlar. Dolayısıyla yazının girişinde bahsettiğim değişim kararı öyle kolay olmadı. Başlarda bana olgunlaşma fırsatı veren bohem yaşam ve çileciliğin zamanla benim için bir konfora dönüştüğünü fark ettim. Konfor ise, tekrar edip duran rutinlerin yuvasıydı, gelişmenin ve olgunlaşmanın önündeki en büyük engeldi. Bu nedenle hayatımda yeni bir aşamaya geçip bu pasif hayatı ve konfor alanını terketmem gerekiyordu; ama ihtiyacım olan değişim gücünü o dönemde kendimde bulamamıştım. Pandemi sürecinde bir iki günlüğüne evine davet eden insanlarda, sırf gidecek yerim olmadığı için haftalarca kaldığımı ve utancımdan yüzlerine bakamadığımı bilirim. Yine o dönemde, bu yolculuğu profesyonel bir projeye dönüştürüp çeşitli yayın platformlarında yayınlamak üzere bana gelen teklifleri hatırlıyorum, o tür teklifleri o dönemde ilk defa değerlendirmek zorunda kalmıştım. Hatta bir keresinde bir şirketin iki çalışanı, bana iki haftalık bir otel odası tutmuşlardı. Her gün bana sundukları teklifi kabul edip etmediğimi sormaya geliyorlardı. O dönemde pandemi vardı ve sokakta yaşayan bir adama tüm dünya "hayat eve sığar" diyordu, yani madden ve manen bir çıkmazın içindeydim. O otel odasında bana gelen o iki şirket çalışanına olumlu cevap verdiğim günün akşamı gözüme uyku girmiyor, sabaha kadar işkence çekiyordum. İşlemleri başlatmak üzere ertesi gün geldiklerinde ise kararımı değiştirip olumsuz cevap veriyordum. Bunun üzerine kararımı yeniden gözden geçirmem için bana bir gün daha düşünme mühleti verip ertesi gün tekrar gelmek üzere gidiyorlardı. Bir gün olumlu, bir gün olumsuz cevap verdiğim on dört gün süren sancılı bir imtihandan sonra, on dördüncü günün sabahı, kesin bir dille sunulan teklifi reddedip sırtladığım çantamla oteli terketmiş ve gökyüzüne bakıp yeniden sokaklarda, basit ve yalın halimle olduğum için derin bir minnet duymuştum. Bugün bana aynı teklif yapılacak olsa, yine reddederim. Çünkü bu tür teklifleri, yalnızca kendimde değişim gücünü bulmadığım için değil, iç dünyamı inşa etmek üzere çıktığım bu yolculuğu metalaştırılmasına karşı olduğum için de reddetmiştim.
<br><br> Sadede geliyorum. Yedi yıldır iç dünyam için yoldaydım, bundan sonra artık içinde yaşadığım dünyaya ve topluma faydalı olmak için yolda olmak istiyorum (yazının girişinde de değindiğim gibi). Bu aşamaya geçmek için aldığım karar, zoraki veya kariyer kaygısıyla değil; aksine içten gelen bir değişimin sesine kulak tıkamanın imkansız olduğunu anlamamın neticesinde aldığım bir karardır. Bu nedenle yedi yıldır reddettiğim maddi desteklerinizi, artık bundan sonra yolda olmaya sarf ettiğim bu çabanın üretken ve faydalı olması için kabul edeceğim.
<br><br> Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için burayı özellikle vurgulamak istiyorum: Bundan böyle kabul edeceğim maddi destek, benim yolculuğum için olmayacak, çünkü ben her koşulda yolda olmaya ve bu yolculuğu sürdürmeye kararlıyım, yukarıda bahsettiğim içerikleri faydalı bulduğunuzda ve desteklemek istediğinizde, benim de yalnızca içerik üretmek noktasında kullanabileceğimmaddi desteklerinizi kabul edeceğim. Bu nedenle yedi yıl aradan sonra ilk defa bir banka hesabı açtım. Faydalı bulduğunuz içerikleri, YouTube kanalımın hakkında bölümünde bulacağınız Patreon linkinden veya bazı videoların altındaki kalp linkine tıklayarak yapabilirsiniz. İşin içine maddi bileşenler girdiğinde, bu kararı alırken ne kadar zorlandığımı ve bu satırları yazarken nasıl işkence çektiğimi, yolculuğumu yıllardır takip edenlerin ve benim çizgimi bilenlerin çok iyi anlayacağından şüphem yok. Yaşadıklarımız, deneyimlediklerimiz ve özellikle yukarıda anlattıklarım yeni bir evreye geçiş gerekliliği getiriyordu. Şimdi tam da o noktadayız.
<br><br> Gönülden damıttığımız emek paylaşımlarında görüşmek üzere.<br><br><br><br>
<br><br>
<br><br>
0 likes
0.0
Price: $5
View Patreon